12 Nisan 2012 Perşembe

Kamer'in Gözünden Bodrum...



Bodrum'un en çok neyini seviyorsun diye sorsalar cevabım pozitif enerjisi olur. Bodrum Yarım Adası'nın birçok yerinde toprak altında kireç taşı var, kireç taşı negatifliği alıp pozitiflige çeviren bir taş. Bodrum'da kediler ve köpekler yemeklerini bile paylaşıyorlar. Bodrum'a ilk taşındığım günlerde, İstanbul'un yoğun temposundan sonra alışmam zaman aldı. Bodrum insanlarıyla, hayvanlarıyla çok sakin bir yer. Trafik'in yaz sezonu dışında neredeyse hiç olmuyor olması stresi de büyük ölçüde azaltıyor zaten. İlk zamanlar sudan çıkmış balık misali aceleciydim, stresliydim, tempoluydum, sanki hep bir yerlere yetişmem gerekiyor hissi.. 



Yakın arkadaşım Lalehan bana gülerek bakiyor alışacaksın diyordu ,gerçekten de dediği gibi oldu ve alıştım. Şimdilerde ise, İstanbul'a gittiğimde sakinliğin yerini gene stres ve acelecilik alıyor, bu sebepten de seyahatlerimi hep kısa tutmaya gayret ediyorum.


Bodrum'da büyük şehirlerde aradığınız her şey mevcut, bol bol oksijeni, deniz havası, sergileri, konserleri, tiyatroları, hastaneleri, dans okulları, dil kursları, büyük marketleri, okulları.. Tatilcilerin de bildiği gibi OASIS eskimeyen, aksine her geçen gün kendine eklediği mağazaları ile yenilenen tek alışveriş merkezi. Bütün bunlardan bahsedeceğim zaten sizlere..


Yazlardan daha çok kışları sever oluyorsunuz burada yaşayınca. Kışın, gerçekten Bodrum'a gönül veren, yukarıda yazmış olduğum bütün aktivitelere katılan, sanatsal ruhlu, hobili insanların oluşturduğu iskelet kadro kalıyor. Mayıs ayı itibariyle başlayan kalabalık, okulların tatile girmesiyle daha da fazlalaşıyor. Kendi evi olup gelenler, ev kiralayanlar ve turistlerle yazları, kışları aratan bir hale geliyor Bodrum. O sessizlikten, sakinlikten eser kalmıyor. 


Bodrum'da en güzel mevsimler hangileri diye sorsanız, açık ara baharlar derim. İlkbahar, sonbahar farketmez. Bahar yağmurlarının sonrasında bıraktığı toprak kokusu, o kokuyu solurken çıkılan bir yürüyüş ve sahilde yudumladığınız kahvenin keyfi de değeri de inanın paha biçilemez. Yazları da güzel tabi Bodrum'un.. En sıcak halinde bile nem olmadığı için rahatsız olmazsınız. Bütün bir kış sezonu sakin kalmış bünyeye, yazın yapılan aktivitelerle o cıvıl cıvıllığı yaşamak da iyi geliyor bazen. Dostlarla olan her an gibi, yazları güneşin doğuşu da, batışı da ayrı muhteşem. 


Bodrum'un yerli aileleri bana çocukluğumu anımsatıyor. İstanbul'da çocukluğumda, gençliğimde, daha değerler bozulmamışken, gerçek İstanbul'lular varken yaşadığım komşuluğu, saygıyı, içtenliği, dürüstlüğü, yardımseverliği, saflığı hatırlatıyor. Kısacası, İstanbul'da mazimde olan güzellikleri Bodrum'da tekrar yaşamaya başladım.


Hayatlarında huzurun, sakinliğin, sessizliğin ama aynı zamanda eğlencenin, sanatsal aktivitelerin, gerçek dostlukların eksikliğini hissedenler, çocuklarını büyütmüş ya da çocukları olmayanlar taşınmak için tereddüt etmesinler, benden tavsiye ;)








3 yorum: